Bedava Sex Hikayeleri

8 saat önce - Editör Ekledi - 5 Kez Okundu

Genç Kızımı Zorla Siktiler

Genç Kızımı Zorla Siktiler

Selam Bedavahikayeler.com okurları, adım Hakan. Almanya’da kalıyoruz. Oldukça modern bir aileyiz. Karım 38 yaşında, güzel ve oldukça seksi bir kadın. (Bazılarından benim haberimin olmadığını sandığı) bazı seks fantezileri var. Almanya’da çalıştığı işyerindeki erkek arkadaşlarıyla, aynı binada oturan komşuyla, Türk marketin çırağıyla falan az sikişmedi.

Benim yanımda sikişmese bile, onlarla nasıl, ne zaman ve nerde sikiştiğini bana açık açık anlatır. Diyeceksiniz ki, “göt veren madem bunlardan haberin var, niye sesini çıkarmıyorsun?”. Sesimi çıkarmıyorum, çünkü karımı çok seviyorum. Şunu da burada itiraf etmek istiyorum ki, ben karımı iyi sikebilen biri değilim.

Karım da, (sadece seks amaçlı olmak şartıyla), bulduğu azgın adamlarla sikişip, o şekilde mutlu oluyor. Fakat karımın bana olan sevgisine ve bağlılığına en ufacık bir şüphem yok! Ben karım için her şeyi feda ederim, karım da benim için!

Kızıma gelecek olursak, Onu da çok serbest yetiştirdik. Dedim ya, biz çok modern bir aileyiz. Kızım seks konusundaki tüm bilgilerini karımdan aldı. Kızımın karımdan gizlisi saklısı yoktur. Geçen sene okuldan sınıf arkadaşına kızlığını verdiği günü bile karımla paylaştı (Karım da benimle tabi!).

Kızım, sevgilisiyle seks konusunda problemi olduğunda da karımdan nasihat alır. Karım da, kızımın sevgilisini yatakta nasıl memnun edeceğini, nasıl oral seks yapması gerektiğini, nasıl sperm yutması gerektiğini, nasıl anal seks yapması gerektiğini, nasıl korunmak gerektiğini, nasıl prezervatif kullanılacağını falan detaylı bir şekilde anlatır kızımıza. Hatta kızımın erkek arkadaşı bizde kalınca, Prezervatifleri karım kendi eliyle kızımın odasına bırakır.

Şimdi size yaşadığımız bir olayımızı anlatmak istiyorum. 2 yıl önce ailece (karım ve kızımla) arabayla Türkiye’ye gittik. İstanbul’da bir hafta eş dost ve akrabaları ziyaret ettikten sonra, kalan 3 haftayı da tatille geçirmek üzere Antalya’ya indik. Beş yıldızlı güzel bir otele yerleştik. Antalya’ya vardığımızın 2. günü Oteldeki kalabalıktan sıkıldığımız için ve çevreyi şöyle bir gezip tanımak amaçlı, Toros dağlarına arabayla günübirlik geziye çıktık.

Rafting yapılan Beş konak taraflarında aracımın bozulmasıyla olaylar başladı. Tabi o gün bizim gibi modern bir aile dağın başında yolda kalınca, etrafta da tarlada çalışan mevsimlik işçiler olunca, Eyvah! dedim. Arabadan inip motor kaputunu açtım, arızayı bulabilir miyim? diye bakıyorum, bulamadım. Tarlada çalışan işçilerden biri (sonradan isminin Haydar olduğunu öğrendim), yanıma gelerek, “Ben motordan anlarım…” dedi.

Motorun sağını solunu kurcaladı, sonra, “Bu iflah olmaz, çekici çağırmanız lazım.” dedi. O sırada yol servisini arayıp arızayı tarif ettim, onlar da arabanın çekilmesi gerektiğini ve 2 saatten önce gelmeyeceklerini söylediler. Onlardan gelirlerken bir tane de kiralık araba getirmelerini rica ettim, kapadım telefonu. Haydar, “Sıcakta beklemeyin, gelin size işçi Barakasında soğuk Ayran ikram edeyim.” dedi.

Haydar, kaba saba, 44-45 yaşlarında, üstü başı toz içinde bir adamdı. Hep birlikte Barakaya girdiğimizde, içerde (Cafer adında) bir işçi, bir dergideki çıplak kadın resimlerine bakarak 31 çekiyordu! Bizi görünce hemen toparlandı ve elindeki dergiyi kapatarak kaldırdı.

Hepimiz şaşkın şakın birbirimize bakakaldık. Cafer 30’lu yaşlarda, zayıf, bakımsız bir işçiydi. Barakanın her tarafında üzerine bol bol sperm attırılmış kadın resimleriyle dolu Gazeteler vardı ve içerisi leş gibi Sik Taşak kokuyordu. Haydar, Caferin bu hareketinden dolayı özür diledi. Biz de “Önemli değil, olağan şeyler bunlar, hem Delikanlının kabahati yok, biz habersiz geldik, O kusura bakmasın.” dedik. Oturduk, Ayranları içerken Cafer’in bakışları karımın mini eteğine kenetlenmişti.

Haydar ayaktaydı ve Baraka içerisindeki eşyalara biraz da olsa düzen vermek için, bir o köşeye bir bu köşeye gidiyor, kendini uğraşıyordu. Fakat dikkatimden kaçmadı, Haydar’ın gözü de sürekli kızımın arkasında, düşük belli kotundan görünen Don külotuna takılıyordu. Gördükleri bu manzaralar her ikisinin de siklerini çatlarcasına kaldırmıştı…

Kızım Ayranını bitirince, “Bunaldım, ben dışarıya çıkıyorum, etrafa şöyle bir bakacağım…” dedi. “İyi çık, ama fazla uzaklaşma…” diye izin verdik ve çıktı. İki dakika geçmeden Haydar da, “Ben de çıkayım da Kıza göz kulak olayım, dereye inerse kaybolur…” diyerek çıktı. Barakada Cafer, karım ve ben kaldık.

Karımın bir huyu vardır, aklından ne geçiyorsa, hiç esirgemeden pat diye söyler. Cafere, “Niye 31 çekiyorsun? Köyde birlikte olacağın kadın falan yok mu?” diye sordu. Bu çok açık soru karşısında şaşıran Cafer karıma cevap vermek yerine bana baktı.

Sanki konuşmak ve cevap vermek için benden izin ister gibi hali vardı. Cevap verebilirsin anlamında kafamla işaret verdim. Cafer de karıma, “Yok abla ne gezer! 3 aydır kadına hasretiz burada, kadın yoksunluğundan kırıldık, hele sizin gibi kadınların ancak resmini görebiliyoruz burada, 31 çekmeyip ne yapalım?” diye cevap verdi ve yetim bir çocuk edasıyla boynunu önüne eğdi.

Bu cevap karşısında karımla göz göze geldik. Karımın bana bakışlarından Cafer’in durumuna üzüldüğünü anladım. Karım bana kafa göz işaretiyle bir şey sordu, tam anlamasam da galiba Cafer’e bu konuda yardımcı olmak istiyordu. Bende kafa işaretiyle karıma, “Tamam, ne yapmayı düşünüyorsan yap!” mesajını verdim.

Karım bacaklarını iyice ayırarak, külotu Cafer tarafından açık seçik görünecek şekilde oturdu. Bu tabi Cafer’in dikkatini hemen çekti, bakışları karımın bacak arasına kenetlendi. Karım, “Memleketinde seks yaptığın birisi var mı? En son ne zaman seks yaptın? Sevgilin var mı? Sevgilin ağzına alıyor mu? Arkadan yapıyor musunuz? Hiç Eşek siktin mi?” gibi sorular sormaya başladı

. Cafer utana sıkıla, biraz da benden çekindiği için, kendini kapana sıkışmış gibi hissediyor, sandalyede bile huzurla oturamıyordu. Buna rağmen karıma kısa kısa da olsa cevaplar veriyordu. Ben bile Caferin yarağının patlayacak duruma geldiğini görebiliyordum. Karım bana bakarak, “Ay Hakan, dayanamayacağım, Cafere en azından Manuel (Elle) yapacam!” dedi. Cafer karımın neden bahsettiğini anlamadı bile, aval aval bakıyor sadece.

“Olur hayatım…” demek zorunda kaldım. Karım kalktı Cafer’in yanına geçti, Cafer’e sarılarak, “Kocacığım bizi Görüntüye çeksene!” dedi. “Olur…” dedim, Kamerayı kabından çıkardım ve Karımla Caferi kaydetmeye başladım. Ben kaydederken karım da “Beş konakta arabamız bozuldu, buradaki insanlar çok misafirperverler, bize Ayran ikram ettiler, buralar çok güzel, Cafer çok yakışıklı bir genç, ama burada birlikte olup seks yapacağı kimse yok…” gibisinden, kameraya poz veriyor ve Röportaj yapar gibi konuşuyordu.

Az sonra karım anlatmayı bıraktı ve elini Cafer’in pantolonunun önüne attı. Cafer’in yarağını dıştan biraz okşadıktan sonra, Cafer’in kemerini çözdü ve yarağını dışarıya çıkardı. Önüne çökerek, eliyle biraz 31 çektirir gibi sıvazladıktan sonra, Cafer’in sidik kokan donunu koklaya koklaya, eğri büğrü, ama uzun sikini yalamaya başladı.

Cafer daha karım ağzına alır almaz boşaldı karımın ağzına! Boşalırken de kurbanlık koyun gibi çırpınıyordu garibim. Karım Cafer’in bütün spermlerini yaladı yuttu ve yarağını yalamaya devam etti. Sanki karım Cafer’in yarağının inmesini istemiyormuş gibi bir hali vardı. Ben de sesimi çıkarmadan kameraya çekmeye devam ediyordum…

Resimli Seks Hikayeleri

Resimli Seks Hikayeleri

Karım ayağa kalktı, donunu dizlerine kadar sıyırarak masaya domaldı ve Cafer’e, “Hadi gel sik beni!” dedi. Cafer garibim neye uğradığını şaşırmış, bu yaşananlardan iyicene salaklaşmış, (Ne yapayım?) gibisinden yüzüme bakıyor. Kafamı sallayarak, “Devam!” dedim. Cafer’e izin verdiğim halde yine de ürkek ürkek kalktı sandalyeden ve domalmış karımın arkasına geçti. Halen bana sanki (Gerçekten karını sikmeme izin veriyor musun?) gibi bakıyordu.

“Devam! Devam!” dedim. Cafer yarağını arkadan karımın amına sokarak gidip gelmeye başladı. Karım çok geçmeden zevkten inlemeye başladı ve Caferi iyice azdırmak için neler neler söylüyordu. “Sik beni aslanım! Geçir koca aletini! Dağıt amımı! Köyündeki eşeği siker gibi sik beni! Daha hızlı sok! Daha sert sik beni!” gibi sözler söyleyerek, zaten azgın olan Caferi iyice körüklüyordu.

Birkaç dakika geçtikten sonra Cafer’de utangaçlık namına bir şey kalmamış, karımın amını hızlı hızlı sikiyor, yarağı karımın amına piston gibi girip çıkıyordu. Karım masaya yapışmış, artık zevkten gıkı çıkmıyordu. Orgazm olmuş, fakat Cafer’in boşalacağı yok henüz. Elini arkaya atarak Cafer’in yarağını kavradı, amından çıkarıp götüne yerleştirdi.

Cafer, şaşkınlığı bir kat daha artsa da, hiç (olmaz, istemem falan) demeden karımın götünü sikmeye başladı. Karım götten sikilmekten de çok zevk alır ve saatlerce sikseler götünü bıkmaz. Cafer’in yarağı götüne iyi girsin diye, karım iki eli arkada kalçalarını ayrık tutuyordu.

Fakat Cafer daha 5 dakika geçmeden karımın üstüne abanarak yığıldı, hareketsiz kaldı. Evet Cafer karımın götüne boşalmıştı, ben de karımın sikilişini seyrederken donuma boşaldım bu arada tabi.

Karım Cafer’in altında nerdeyse ezildiğinden kalkmak istedi. Cafer yarağını karımın götünden çektiğinde, karımın götünden akan spermler yerlere kadar döküldü. Cafer külodunu çekip pantolonunu bağlarken, karım da benden kağıt mendil istedi. Mendili verdim. Karım amını götünü silip temizlerken, bana, “Kaydettin mi hepsini?” diye soruyordu. “Kaydettim, kaydettim…” dedim.

Karım da üstüne başına çeki düzen verdikten sonra barakadan çıktık. Sağa sola bakındık, ama ne Haydar var ortalıkta, nede bizim kız! Cafer, “Belki aşağı ırmak kenarına indilerse buradan görünmez, siz durun ben bakıp geleyim.” dedi. Cafer gitti, ben karımla birlikte barakanın önünde hem kızımızı, hem de yol yardımını bekliyoruz. Yarım saat sonra yol yardımı kurtarıcı ile geldi.

Sağ olsun, benim sipariş verdiğim kiralık arabayı da getirmişler. Bir sürü kağıt kürek imzaladıktan sonra, kiralık arabayı teslim ettiler ve bizim bozulan arabayı çekiciye takıp Antalya’daki Servisin yolunu tuttular. Cafer bakmaya gittikten bir saat sonra, çalıların arasından çıkıp geldiler, kızım, Haydar ve Cafer.

Kızımın suratı kıpkırmızı, üstü başı çamur halde. “Kızım ne oldu?” diye soruyorum, “Birşey yok babacığım! Irmak kenarına inerken ayağım kaydı düştüm. Araba meselesi çözümlendiyse Otele gidelim artık!” dedi.

Suçlu gibi duran Cafer ve Haydar’a misafirperverlikleri için teşekkür edip, kiralık arabaya bindik, Otele döndük. Otelde biz kendi odamıza çekildik duş almak için, kızımız da kendi odasına. Duştan sonra akşam yemeğine indik hep beraber. Yemekten sonra ben barda otururken kızımla karım yukarı Odaya çıktılar.

Kızımın karıma anlatacakları özel şeyler varmış. Bir saat sonra tekrar aşağı Lobiye indiler. Ben karımla başbaşa bir iki kadeh içip, sonra da plaja yürüyüşe çıkmaya karar verdik. Kızım da Otelin Discosuna gideceğini söyleyerek yanımızdan ayrıldı…

Kızım gittikten sonra karıma sordum, “Neymiş kızımızın anlatacağı özel mevzu?” diye. Karımın anlattıkları ise tam ‘Yuh Be!’ dedirtecek şeylerdi. Kızımız Barakadan çıktıktan sonra ırmak kenarına gitmişti ya, Haydar da arkasından. Haydar ırmak kenarında bizim kızın orasını burasını ellemeye başlamış, bizim kız da korkusundan sesini çıkaramamış.

Sonra Haydar kızımızı yatırmış bir güzel amından zorla sikmiş o kocaman kart yarağı ile. Kızımızın götünü de sikmek istemiş, fakat yarağı çok kalın olduğu için sokamamış kızımızın götüne. Daha sonra Cafer bunlara bakmaya gittiğinde, bunları sikişirken görünce, o da katılmış kızımı siken Haydar’a.

Haydar kızımı amından sikerken, Cafer de aynı anda götünden sikmiş kızımızı. Gerçekten Yuhh yani! Ulan kıyamadan nasıl ikiniz birden zorla siktiniz 17 yaşındaki körpecik kızımızı! Yazık, tazecik kızımızın amını götünü dağıtmışlar, Ayı herifler ne olacak!

Tatilimiz bitene kadar 5 Yıldızlı Otelimizden ayrılmadık. Hep Otelde vakit geçirdik. Yüzme havuzunda, Diskosunda, Barında, Lobisinde ve Saunasında. Almanya’ya döndüğümüzde karımla birlikte, bol bol Cafer’in karımı siktiği videoyu seyrediyoruz ve o macerayı anıyoruz.

Kızımız o yaşadığı zorla sikilme olayını unuttu bile. Karım da, “Oldu bir kere, yapılacak bir şey yok!” diyor. Ama ben kızımızın iki kaba herif tarafından zorla sikilmesini ne unutabiliyorum, ne de kabullenebiliyorum! Ne yapalım, elden bir şey gelmiyor dostlar!